20 Temmuz 2013 Cumartesi

Efsane Diziler Bölüm 1: Doctor Who

"Bütün tatili mal mal yakınmakla,otla bokla kavga etmekle geçireceğime bir iki dizi önerisi yapayım da bi işe yarasın" düşüncesiyle yola çıktığım yazılardan ilkiyle karşı karşıyasınız.
Şimdi hakkında özet geçeceğim diziyi henüz izlemediyseniz,hayatınızın hatasını yapmışsınız derim.Zira salak ben,bu diziyi ygs ye hazırlandığım yıl keşfettim,öyle olmasına rağmen de kopamadım.
Gerçi ilk sezon ve ordaki doktor biraz dandikti,ama olsun.
2. sezonla birlikte hayatımın aşkıyla tanıştım:David Tennatlı Doctor Who!
Şimdi kısaca bi bakalım bu doctor kimmiş neymiş.
Kendisi sen,ben gibi sıradan bir insan değil,hatta deyim yerindeyse insan değil;zaman lordu.
Ah,ah,ah,zaten şu bakışa,şu duruşa,şu takım elbiseye bakın!
Üstünden lordluk akmıyor mu adamın?
Biz, burda sıcaktan iki seksen uzanırken kendisi arka planda gördüğünüz mavi telefon kulübesiyle zamanda yolculuk yapıyor. Kah 1950 lere gidiyor,kah 3000 li yıllarda fink atıyor.
Ve gittiği yıllarda mutlaka bi olay oluyor.Yani bizim bayram tatilleri gibi,farklı yerler gidip iki çay içip dönüşte de koltuğunun altına lokum paketi tutuşturup gelmiyor.
Yalnız Davidciğimin tek kusuru,yanında gördüğüm ve belli aralıklarla değişen "yol arkadaşları".
Tamam,sen de bi canlısın,senin de arkadaşa ihtiyacın var doktorcum da bu ne lan?
Yanına hep manken gibi kız almak zorunda mısın?
Al seksen yaşında bi babanne,dede olsun bitsin.
O sana tatlı tatlı nasihat ederken dünyayı kurtarırsın.
Hayır,zaten gemiye aldığın o şıllıkların hiçbirinin sana gram faydası yok.
Kaç bölümdür o Tardis'in boruları hep pis.
İnsan eline alır bi toz bezi, her tarafı pırıl pırıl eder ama nerdeee?
Bak şimdiden söylüyorum doktorcuğum,insan olsan çoktan defetmiştin o kızları.
Temizliği bırak yemek de yapamıyordur bunlar şimdi.
neyse,doktorumuzun yol arkadaşları konusunda yeterince fesatlık ettiğimize göre şimdi onları tanıyalım.


Bir numaramız Rose Tyler.Doktorun ilk yol arkadaşı.Her ne kadar dişleri boy aynası olarak kullanılacak kıvamda olsa da sempatik tavırlarıyla benim bile kalbimi fethetmişti kerata.Zaten Doktordan ayrılırken de çok ağladıydı  :( Kendisi doktorla tanıştığında zenci bi erkek arkadaşı vardı,bunlar evreni geze geze bitirdiler,kızın erkek arkadaşı hala bekliyo.Valla ben olsam,doktoru bulduğum an "hadi sana goodbye beybii" der zenciyi paketlerdim;ama sonuçta kendi kararı,saygı duymak gerek.

İki numara Martha Jones. Valla ne yalan söyleyeyim Rose dan sonra bu kız biraz soğuk nevale geldi. Zaten anası da gestapo gibi kadın,kızımın peşini bırak diye doktorcuğumun başının etini yedi durdu.
Ayyy,koskoca zaman lordu çok meraklıydı senin buzdolabı kızına.Uyuz şey!
her ne kadar marthaya başlarda ısınamasam da doktora olan inancı hoşuma gitmedi değil. Bi bölümde bunu kapsülle güneşe  fırlatıolar,bu hala doktor gelecek beni kurtaracak diyor(dediği gibi de oldu)
Ben olsam herhalde çoktan,allah belasını versin onla karşılaştığım günün,ne güzel evde yayılıodum,oyy anamm oyy diye ağıtlar yakmaya başlamıştım.
E koskoca  güneş bu boru değil!
Sonunda marthacığımız doktorun hala rose u unutamadığını düşünüp yapması gerekeni yaptı.Doktoru bıraktı.Onu bu karakterli kararından ötürü tebrik ettim.Aferin martha,zaten doktordan sonra kendine bi de nişanlı bulmuşsun,tez elden evlen de beni katil etme.


Üç numara ve benim nerdeyse en çok sevdiğim kişi Donna Noble!
Tamam rose u sevimli buluodum ama bu kızda ayrı bi hava var. Ne hissediyorsa pat diye söylüyor.Her yolculuklarında ilk yolculukları kadar heyecanlı.Hatta o kadar sevidirik oluyor ki,durup durup doktorun boynuna sarılıyor.Herhalde bu diziye düşsem canlandıracağım karakter Donna olurdu.
Bir de diğerlerinin aksine Donna,doktorla ikinci kez karşılaşıp da yolculuğa çıkıyor ki bu sınırsız evren ve zamanda mucize gibi bişi. İlk seferinde evlenmek üzereyken doktor çıkıp geliyor,ama donna onunla yolculuğa çıkmayı kabul etmiyor(nasıl bi ruh halindeyse o an)
Ama sonra doktoru bulabilmek için nerde bela varsa oraya damlıyor.
Zaten ikinci karşılaştıkları bölümde bi camdan cama konuşma sahnesi var ki,her izleyişimde tekrar gülme krizine giriyorum.(birkaç resmi aşağıda)



Alttaki resimde de ateşten yaratık pyroville leri su tabanacıyla etkisiz hale getiriyorlardı : )
Olay Pompei de geçiyordu,kahramanlarımız da takma isim olarak Spartacus u kullanıyorlardı :)


Fakat bunca neşeye rağmen,kendisine rose ve marthaya tanınan fırsatlar tanınmıyor yani ben öyle düşünüyorum.Zira başlarına gelen kötü olaylarda,donna hep doktorla karşılaştığını,tanıştığını unutuyor.
Sanırım doktorla karşılaşan birinin başına gelebilecek en kötü şey :(

Yazıyı toparlamak gerekirse,bu diziyi izledikten sonra belli bir süre gökyüzünde mavi bir telefon kulübesi görmeyi beklemedim desem yalan olur.
Henüz gelmedi,ama içimdeki donna pes etmeye pek de niyetli değil.
Yalnız kulübe geldiğinde içindeki doktor david tennat olmazsa şurdan şuraya gitmem.
Bi de gelmeden telefon ederse sevinirim.
Hayır sabahın köründe filan gelir,şiş gözlerle,rüyadan yeni kalkmış "noluyoz yeaaa" modundayken bavul hazırlamak zor olabilir.
Mutlu kalın :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder